29 Ocak 2009 Perşembe

Kanserle Mücadele

Onunla mücadele diye bir şey yok aslında. Kişi ne kadar çabalarsa çabalasın kazanan hep o olacak. Hücrelere girerken de sinsi olan o değil midir? Belki bir gün kazara öğrenirsin nedensiz baş ağrısını, nedensiz mide ağrısını, göğüs ağrısının nedenini. Altüstü bir hücredir. Kocaman vücudunda herhangi bir yerde ufacık bir hücredir ama o ufacık hücre kim bilir kaç tane koca bedenleri deviriyordur. Şimdi artık neredeyse beş evden üçünde KANSER denen bu illet hastalıktan bulunmakta.
Küçümsemeyin küçük ağrılarınızı, küçümsemeyin küçük yaralarınızı.
Küçük şeyler denen aslında büyük şeyler. Hangi bedenlerde bitirdi umutları, hangi anneleri, hangi babaları genç yaştaki evlatlarının acısıyla yaktı.
Yada hangi evlat annesinin babasının ağrıları ile beraber kıvranmadı yatağında. Kaç kişi geceleri kapılarda sesini dinledi kaç kişi “ bugün acaba neresi ağrıyor diye düşünmedi?
Bu hastalık ile yaşayanlarla yaşamak zorunda kalan herkes bildi ki; en zor olanı bilerek yaşamak, yaşarken gülmek, gülerken içinden ağlamak, en zoru da olsa güçlü olmak gerekmekteydi.
Satırlarım kanserle sözde mücadele etmenin zorluğundan bahsetse de en zor olanı yapıyorum. Bende güçlüyü oynamak zorundayım. Kelimeler boğazımda düğümlenerek döküldü buralara. Kimse inkâr etmesin ki, insan hayatında anneler için erkek evlatlar, babalar için kız evlatlar, keza kız çocukları için babalar, erkek çocukları için anneler daha kıymetlidir. Mutlaka ki aileler evlatlarını aynı sevgi ile seviyorlardır. Kız erkek demeden gerektiğinde aynı acıyı ya da mutlulukları yaşıyorlardır. Ama bunlarda birer gerçek tabii ki.
Bende elbette ki annemi ve babamı çok seviyorum. Kız çocuklarında olduğu gibi bendeki baba sevgisi farklı bir sevgi ama sanırım sevgisini gösterme özürlü birisi olduğum için bugüne kadar ona olan sevgimi özel günlerde aldığım hediyelerin kenarlarına sıkıştırılmış ufak notlarda yazan minik “seni seviyorum” sözcüğünün dışında hiç söyledim.
Şimdi babam bu lanet hastalık kanser ile uğraşırken ben ona olan sevgimi yine sadece içimde yaşıyor ve yazarak ifade edebiliyorum.
Ve artık şunu da biliyorum.
Bir gün gelecek herkes odasına geçip uykusuna dalacak ve ertesi günü olduğunda çığlıklar duvarları tırmalayacak, hüsran kapıları yıkacak, umutlar tükenecek, günler hiç yaşanmamış olsun istenecek. Ama sessiz bir fırtına kopmuş olacak. Bunların bilincine varmış olmaktan olsa gerek geceleri uyuyamıyorum artık. Babamın nefes alışlarını dinliyorum. Acım çoğalıyor. Yavaş yavaş tükeniyorum.
Gözyaşlarım akıyor. İnsan annesini kaybedince duygularını, babasını kaybedince gücünü kaybediyormuş. Sanırım gücümü kaybediyorum. Allah’a sığınıyorum. Ve Dua ediyorum.

Aslında bu hafta klavyemde bunlar yazılmayacaktı. Ama ufakta olsa acımı yazarak hafifletmek, rahatlamak ve paylaşmak istedim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder