29 Ocak 2009 Perşembe

Görünen Köy

Kabul ettiğim zamanında yaptığım ve yapacağım bazı kaprisler, saçma sapan kıskançlıklar ve küçük dağları ben yarattım modunda gezmeler. Bir bayan olarak yapmaktan vazgeçemediğimiz şeylerdi. Yalnız bencillik olmasın ama gerçekten küçük dağları ben yaratmadım.
Devir gerçekten değiştiğinden mi bilmiyorum ama Türk kızlarımızda evrim değişimine uğramış olmalı. Artık kızlarımız sadece dış görünüşe bakıyorlar. Bir sitede okumuştum kızlarımızın erkekler üzerinde önem verdiği şeylerin sıralaması aşağıdan yukarıya doğru gidiyormuş. Ayakkabının markası, pantolonun markası, gömleğin ya da t-shirt’ün markası en sona beyin ve kalp değerlendiriliyormuş.
Bizim erkeklerimizin en çok muzdarip olduğu konu eminim ki, Türk kızlarının iki süslenip püslenip dışarı çıktıklarında kendileri o şehrin en güzel kızı sanmaları ve havalarından yanından geçerken rüzgâr estiriyor olmaları.
Kızlarımız nasıl paralı ve yakışıklı koca arıyorlarsa artık erkeklerde kariyer sahibi, başarılı kadınlarla, malı mülkü olan kadınlarla beraber olmak istiyor. Hırslı ve işteki istekleri daha yüksek bir kadın onların hayata daha iyi bakmalarını sağlıyor. Çalışmak istemeyen kadınlar erkeklere göre hayatın yükünü tek başına taşımalarına neden oluyor ve ilişkinin sonu ayrılık oluyor.
Eskiden fakir ama gururlu olmakla yetinen erkek ve kadın artık gelecek kaygısı yaşamamak için evi, arabası veya dünyada çakılı bir çivisi olmasını istiyor.
Kur’an'da kadın ve erkeğin eşit değerde olduğu vurgulanır. Tek üstünlüğün bireysel bazda olduğunun altı çizilir. Yani insanlar eşittir. Yine Kur'anda derki "Biz kadın ve erkeği yarattık, birbirlerini sevsinler diye" yani birbirlerinin eksikliklerini görüp birbirleriyle dalga geçsinler diye demiyor.
Kadınla erkek arasındaki ilişkiler sadece cinsellikle ilgili değildir. Ayrıca abla kardeş ya da ağabey kardeş ya da anne oğul, baba kız ya da kuzenler dayılar amcalar teyzeler diye gider... Bunu daha da genişletirsek yaşlılar gençler ve çocuklar olarak da söyleyebiliriz. Bana sorarsanız çocuk, genç, yaşlı, kadın, erkek, kısacası toplumun tüm bireyleri aynı ortamlarda yaşamalılardır. Bunun böyle olması sonucunda insanların birçoğunda birçok konu hakkında oluşan kafa karışıklığı çözülebilir.
Bütün bu söylediklerim bence kadın erkek ilişkileri için de geçerli; zira eğer toplumun tüm kesimleri bir arada barış içinde yaşamayı öğrenirse, bence her birey evleneceği eşini çok daha kolaylıkla seçebilir...
Evlilikler ile ilgili gerçek bir sonuç tespit eden Çukurova Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Tuncay Özgünen’in fikirlerinden alıntı bir haber kullanacağım.

Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tuncay Özgünen, “Aşk hiçbir zaman erkek tarafından başlatılmaz, seçimi kadınlar yapar. Erkek, biyolojik olarak güzel olana yönelir” demiş.Prof. Dr. Tuncay Özgünen, Selçuk Üniversitesi tarafından Tıp Bayramı etkinlikleri kapsamında Meram Tıp Fakültesi’nde düzenlenen “Aşkın ve Sevginin Fizyolojisi” konulu konferansta bir konuşma yapmış. Aşk kavramının kadın ve erkekte ergenlik çağlarında başladığını, sevgi kavramının ise kişinin kendisini “ben kimim, neyim, neden dünyaya geldim” gibi sorularla tanımaya başladığı 5 yaş sürecinde ortaya çıktığını dile getirmiş.
Aşk dürtüsü başlarken 4 duyunun harekete geçtiğini söyleyen Özgünen, “Aşkın başlaması için ilk olarak karşımızdaki insanın kokusunun beynimizdeki aşk dürtülerini uyarması gerekiyor. Daha sonra sesini ve görüntüsünü beğendiğimiz kişiye dokunmak istiyoruz” demiş. Özgünen, kadının koku yolu ile karşısındaki erkeğin bağışıklık sistemi hakkında bilgi sahibi olduğunu dile getirerek, şunları söylemiş: “Eşler seçim yaparken kendi bağışıklık sisteminden çok daha farklı bir sisteme sahip olan kişilere yönelir. Bunun nedeni ise kadının doğacak çocuğunu daha gelişmiş bir bağışıklık sistemiyle dünyaya getirmek isteğidir. İlk olarak kokuyla başlayan sinyaller, daha sonra gözlerle kurulan iletişim, ses ve dokunma ile aşkı ortaya çıkarır. Bu nedenle aşk, hiçbir zaman erkek tarafından başlatılmaz, seçimi kadınlar yapar.” ( mış…! )

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder